ıvır zıvır deposu

Cuma, Şubat 26, 2010

sali carsamba persembe

"gitme" kelimesinin hakkini cok yediler. "gitme" bunyeye ulastigi andan sonra kocaman bir got seklindeki temsili ego tarafindan uzerine oturulup yamultulursa cirkinlesir, artik hic kimse sevmez o "gitme"yi. halbuki hic boyle olmadan super kahraman ince parmaklar gelip "gitme"yi alir da kafasini oksayabilirse, sadece o zaman uber guzel bi "gitme" olur o, guzelligini ancak o zaman verir.
o yuzden evrende hala dolanan ve hakki verilmemis butun "gitme"leri buradan kucakliyorum.

(bunu seven beni de sevdi: kesmeseker - gitme kal)

Çarşamba, Şubat 17, 2010

birefsaneydiefsaneydi

az once metro beklerken bankta bi kızın yanına oturdum. sonra onla arkadaş olmayı çok istedim. çünkü çok tatlı bi kız gibiydi. bankta yanına oturunca farkettim onla arkadaş olmayı çok istediğimi. metro gelince de gittim yine onun yanına oturdum, konuşmadı benle :( niye denyoluk yapmayan çok az kız var. keşke bi tane hem denyoluk yapmayan hem de ankarada olmayan bi kız arkadaşım olsa. ayrıca kiğılı ne ya kiğılı ne? ne biçim marka ismi ya bu. bizi mi s.kiyosunuz siz?

Cuma, Şubat 12, 2010

kombo

tuvalet kagidinin ustundeki desenleri tasarlayan insanlar var
"soner" ve "ilker" isimlerinin arasindaki son-ilk iliskisini daha gecende farkettim
birisine bok attigimda "sen once kendine bak" argumanini cok sacma buluyorum, ne var yani once kendime bakmadan sana bok atamiycak miyim ben?